AIDS NEDİR

image

AIDS NEDİR?

AIDS Türkçesi EBYS yani Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu İngilizce açılımı ise Acquired Immune Defieciency Syndrome olarak tanımlanmaktadır. AIDS, HIV virüsünün vücuda girdikten sonra bağışıklık sistemine saldırması sonucu bağışıklık sistemini zayıflatıp ve hastalıklarla mücadelesini zorlaştıran HIV’in en son aşamasıdır. HIV virüsü vücudumuza, cinsel ilişki ( oral, anal, vajinal ), kan yolu, enjektör paylaşımı, anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla bulaşır. HIV virüsü, vücuda girdiğinde hastalığa karşı direnç göstermemizi sağlayan bağışıklık sistemimizi yok eder. Böylece başka hastalıklara yakalanmamız çok kolaylaşır ve en basit bir soğuk algınlığına bile vücudumuz direnç gösteremez. Vücudunuzda, HIV virüsü tespit edilmesi, AIDS olduğunuz anlamına gelmez. Hem kadında hem erkekte görülen AIDS, her yaşta ortaya çıkabilir. Bu aşamada kişiye HIV/AIDS bulaşıp bulaşmadığı sadece yapılan HIV Testi ile anlaşılabilir.

Fakat HIV virüsü, vücuda girdikten hemen sonra AIDS aşamasına geçmez. Ayrıca, HIV virüsün vücutta bulunduğunu gösteren herhangi belirtiye rastlanmayabilir. HIV/AIDS tespit edebilmenin tek yolu doğru zamanda doğru testin yapılmasıdır. HIV Testi yapılıp tespit edilinceye kadar kişi bu zaman süresince sağlıklı kişilere bulaştırabilir. HIV Pozitif bir kişi hasta olmayabilir ve AIDS'e dönüşmeden yıllarca sağlıklı olarak yaşayabilir.

İlk olarak 1981 yılında ABD’de ortaya çıkan AIDS, keşfinden hemen sonra en çok cinsel ilişki yolu ile hızla yayılarak; erkek, kadın, siyah, beyaz, Latin, Asyalı, zengin, fakir demeden birçok insanda görülmüş ve ölümüne neden olmuştur. HIV/AIDS ülkemizde 1985 yılından itibaren kadın ve erkeklerde görülmeye başlanmıştır. Ülkemizde en çok; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi büyük ve turistik yerlerde görülmektedir. Bunun en büyük sebebi de korunmasız cinsel ilişkidir. Hastalığa yakalananların yaklaşık üçte biri kadındır. Ülkemizde heteroseksüel erkeklerde çok görülse de homoseksüel ve biseksüel erkekler, madde bağımlısı kişiler ve hemofili hastalarında da bir hayli fazla görülür.

HIV Nedir?

HIV, Human Immune Deficiency Virus, İnsan Bağışıklık Yetmezliği virüsü, AIDS tamamen vücut bağışıklık sistemi ile ilgili olduğundan, hastalığa sebep olan virüse bu isim verilmiştir. HIV, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir. Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, HIV virüsünden etkilenmeden önce kolayca baş edebildiği diğer hastalık mikroplarıyla artık savaşamayacak duruma gelmesi demektir. Bu da basit bir hastalığa yol açan enfeksiyonun bile ölümcül hale gelmesine sebep olabilir. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayata veda etmişlerdir.

AIDS Belirtileri Nelerdir?

AIDS belirtileri arasında en yaygın olarak görülenleri ; ateş, baş ağrısı, ishal, boğaz ağrısı, kilo kaybı, lenf bezlerinde büyüme, halsizlik, kas ağrıları, deri döküntüleri, eklem ağrıları, kusma akut dönemde görülen belirtilerdir. HIV virüsü vücuda girdikten, belli bir zaman çoğaldıktan sonra yani virüs sayısı arttıktan sonra belirtiler görülmektedir. AIDS belirtileri çoğu zaman HIV virüsüne özgü olmamaktadır. Görülen belirtiler HIV virüsüne özgü olmadığından dolayı HIV virüsünün vücuda girip girmediğini belirtilerle anlamak mümkün değildir. AIDS belirtileri arasında yaşananların çoğu birçok hastalık durumunda da gözlenmektedir. AIDS Belirtileri ile hareket etmemek ve virüsün vücutta olup olmadığını anlamanın tek ve gerçek yolu HIV Testi yaptırmaktır. HIV virüsü kişiye bulaştıktan sonra her evrede farklı belirtiler görülebilmektedir. Virüs vücuda girdikten sonra 1 – 4 hafta arasında görülen AIDS Belirtileri görülebilir.

İlk AIDS Belirtileri 2 – 6 hafta arasında başlar ve kendiliğinden geçer. HIV/AIDS Belirtileri arasında yer alan belirtiler birçok hastalığın bulgusuna benzer. Diğer hastalıklara benzer belirtiler yaşandığı için normal bir şekilde kısa zamanda geçer. Akut evre dediğimiz evre olan HIV virüsünün ilk bulaştığı evre en çok bulaştırma riskinin olduğu evredir.

AIDS Nasıl Bulaşır?

AIDS en sık cinsel ilişki yolu ile ile bulaşmaktadır. AIDS kan, sperm, vajina salgısı, anne sütü gibi vücut sıvıları ile sağlıklı bireye bulaşır. AIDS, bulaştığı vücutta, vücudu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemini zayıflatır ve hatta yok eder. Mikroplara karşı bağışıklığı yani direnci azalan vücutta, HIV'in yanında, çeşitli fırsatçı enfeksiyonlarda hastalıklara neden olurlar. Zatürree, cilt kanseri, bunama bunlardan bazılarıdır.

HIV virüsü taşıyan partnerle cinsel ilişki kuran kişi başka cinsel hastalık taşıyorsa (Bel soğukluğu, frengi, hepatit herpes vs.) doku hasarı nedeniyle bulaşma riski katlanarak artar. Ayrıca partnerin yaşı, hastalığın evresi, ilişkinin şekli ile risk değişir. Kadınlarda menstrüal kanama zamanındaki ilişkide risk yüksektir. Ne kadar farklı kişi ile cinsel ilişki kurulursa HIV kapma olasılığı o denli artar.

AIDS nasıl bulaşır ;

  • HIV/AIDS, kan yoluyla, HIV Pozitif kişinin kan, kan ürünleri, doku veya organlarının nakliyle,
  • HIV/AIDS olan kişiyle yaşanan Cinsel ilişki ( Oral, Anal, Vajinal )
  • Hamileliğinde HIV/AIDS taşıdığının farkında olmayan anneden, çocuğuna doğum sırasında ve sonrasında anne sütü ile bulaşır.


HIV/AIDS Tedavisi

HIV/AIDS tedavisi için halen tamamen vücudumuzdan atabileceğimiz kesin bir yöntem mümkün değildir. HIV/AIDS'ten korunmak bu tehlikeli ve ölümcül virüsün yayılmasını önlemek için uygulanabilecek tek yoldur. HIV/AIDS şu anda kullanılan tedavi de virüsün etkilediği bağışıklık sistemi hücrelerimiz olan CD4 T lenfositlerimizin azalmasını engellemektir. HIV tedavisine başlama kararı ve kullanılacak ilaçları seçme işlemi, kan testlerinizin sonuçlarına göre karar verilir. Bu tedavi şeklinde ilaç kullanılarak virüsün çoğalması engellenmekte, bağışıklık sistemimize etki etmesi durdurulmaktadır. Testler sonrasında kullanıma başlanan ilaç tedavisi asla aksatılmamalıdır. AIDS tedavisi sırasında sizi takip eden doktorunuz tedaviye başlama kararı aldıktan sonra çeşitli dozlarda ilaç kullanacaksınız. Unutmamanız gereken bir nokta, bu ilaçların sizin hayatınızı etkileyeceğidir. Kullanacağınız ilaçları düzenli bir şekilde almak ve doz atlamamak yani tedaviye devamlılık, birincil amaçlarınızdan biri olmalıdır.

Düzenli olarak kullanılan ilaçlarla kişide HIV/AIDS çok büyük ölçüde kontrol altına almış olur, ama tamamen ortadan kalkmış olmaz.

İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbir şekilde yok edilmesi ya da vücuttan atılması mümkün değildir. Fakat HIV virüsün etkilerine engel olmak için bazı ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan ilki ve en çok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır. Bu ilaç HIV virüsün çoğalmasını engellemektedir. AZT AIDS sebep olan HIV virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS hastasının yaşamının belli bir süre uzamasını ve daha kaliteli bir yaşam sürmesini sağlamaktadır.

Bilim adamları AIDS'le savaşabilmenin diğer yollarını aramaya devam etmektedirler. Son yıllarda bu konuda büyük gelişme kaydedilmiştir. AIDS'e karşı korunmak için aşıların testleri halen deneysel aşamadadır. 2010 yılının başlarından itibaren bu konuda başarılı sonuçlar kaydedilmektedir. HIV/AIDS vücudun bağışıklık sistemini çökerten, bulaşıcı bir hastalıktır. Bağışıklık sistemimizin çöküşü ile AIDS hastaları öldürücü olabilen bir dizi sağlık sorununa maruz kalır. AIDS oluşumuna neden olan virüse, HIV adı veriliyor. HIV vücuda girdiğinde bu kişiye 'HIV POZİTİF' deniliyor. Bu kişiler tamamen sağlıklı görünebilirler. Dış görünüşlerinde hiçbir hastalık belirtisi olmamasına rağmen bu kişiler hastalığı başkalarına bulaştırırlar.

Erken Tanı birçok hastalıkta olduğu gibi HIV/AIDS içinde çok büyük önem taşımaktadır. Kişinin şüphesi var ise kendi sağlığı ve çevresinde ki insanların sağlığı için mutlaka HIV Testi yaptırmalıdır.