Frengi Belirtileri Nelerdir?
Frengi belirtileri, hastalığın evresine göre değişen, genellikle ağrısız yara (şankr), deri döküntüsü, ateş, halsizlik, lenf bezi şişliği ve geç evrelerde organ hasarıyla seyreden bulgulardır.
Frengi, Treponema pallidum adlı bakterinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Hastalık çoğu zaman sinsice ilerler ve farklı evrelerde farklı belirtilerle kendini gösterir. İlk evrede genital bölgede, ağızda ya da anüste ağrısız bir yara oluşur. Bu yara birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolabilir, ancak bakteriler vücutta kalmaya devam eder.
Hastalığın ikinci evresinde döküntüler, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları, ateş, yorgunluk ve saç dökülmesi gibi sistemik belirtiler görülür. Bu dönemde frengi hâlâ bulaşıcıdır. Tedavi edilmediğinde hastalık gizli evreye geçer; bu evrede hiçbir belirti görülmez, ancak enfeksiyon vücutta sessizce ilerlemeyi sürdürür.
Yıllar sonra üçüncü evreye ulaşan frengi, kalp, damar ve sinir sistemine ciddi zarar verebilir. Görme kaybı, felç, kalp yetmezliği veya sinir sistemi bozuklukları gibi kalıcı hasarlar oluşabilir. Bu nedenle erken dönemde tanı koymak ve uygun antibiyotik tedavisi almak hayati önem taşır.
Frengi belirtileri zaman zaman başka hastalıklarla karışabildiği için, cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk taşıyan bireylerin düzenli olarak test yaptırması önerilir. Erken teşhis edildiğinde frengi tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Birinci Evre Frengi (Primer Sifiliz) Belirtileri
Birinci evre frengi, enfeksiyonun vücuda girmesinden sonra yaklaşık 10 ila 90 gün içinde ortaya çıkan ağrısız yara (şankr) ve bölgesel lenf bezi şişlikleri ile kendini gösterir.
Bu evre, frenginin ilk ve en bulaşıcı dönemidir. Genellikle cinsel temasla bulaşan Treponema pallidum bakterisi, vücuda girdiği bölgede tek bir yuvarlak, sert ve ağrısız yara oluşturur. Bu yara genital bölgede, ağızda veya anüs çevresinde görülebilir. Çoğu kişi ağrısız olduğu için fark etmez veya önemsemez.
Şankr, genellikle 3 ila 6 hafta içinde kendiliğinden kaybolur; bu durum hastalığın geçtiği anlamına gelmez. Çünkü bakteri, vücutta sessizce çoğalmaya devam eder ve hastalık ikinci evreye ilerler. Aynı dönemde kasık bölgesinde lenf bezlerinde büyüme, hafif ateş veya halsizlik gibi eşlik eden belirtiler de görülebilir.
Bu dönemde frengi bulaşıcılığı oldukça yüksektir. Enfeksiyon, cinsel ilişki sırasında yaranın temasıyla veya oral-anogenital temasta kolaylıkla bulaşabilir. Erken dönemde yapılan bir frengi testi ile teşhis konulabilir ve antibiyotik tedavisi ile tamamen iyileşme sağlanabilir.
Gizli Evre (Latent Sifiliz) Belirtileri
Gizli evre frengi, hastalığın belirtilerinin kaybolduğu ancak bakterinin vücutta sessizce yaşamaya devam ettiği dönemdir. Bu evrede hiçbir belirti görülmez, fakat enfeksiyon hâlâ aktif olabilir.
Bu dönem, frenginin en sinsi evresidir. Hastalık ikinci evreden sonra tedavi edilmezse gizli evreye geçer. Bu evre erken gizli dönem (ilk yıl) ve geç gizli dönem (bir yıldan uzun süren dönem) olarak ikiye ayrılır. Erken gizli dönemde hastalık hâlâ bulaşıcı olabilirken, geç gizli dönemde bulaşıcılık azalır ancak bakteri dokulara ve organlara zarar vermeye devam eder.
Kişi bu evrede kendini tamamen sağlıklı hissedebilir. Ancak laboratuvar testlerinde frengi enfeksiyonu pozitif çıkar. Bu nedenle frengi öyküsü olan veya riskli cinsel temasta bulunan kişilerde, belirti olmasa dahi test yaptırmak son derece önemlidir.
Tedavi edilmeden uzun süre gizli kalan frengi, yıllar sonra üçüncü evreye ilerleyebilir. Bu aşamada bakteriler kalp, damar ve sinir sistemine ciddi zararlar vererek kalıcı hasarlara neden olur.
Üçüncü Evre Frengi (Tersiyer Sifiliz) Belirtileri
Üçüncü evre frengi, tedavi edilmemiş enfeksiyonun yıllar sonra sinir sistemi, kalp ve damarlar gibi hayati organlara zarar vermesiyle ortaya çıkar. Bu evrede felç, görme kaybı, kalp yetmezliği, damar iltihabı ve ciltte sert nodüller gibi ciddi belirtiler görülür.
Tersiyer frengi genellikle enfeksiyondan 10–30 yıl sonra gelişir. Hastalığın bu aşamasında bakteri vücutta yaygın doku tahribatına neden olur. Belirtiler, tutulduğu organa göre farklılık gösterir:
- Kardiyovasküler frengi: Kalp kapaklarında ve aortta iltihaplanma meydana gelir. Bu durum, kalp yetmezliği veya aort anevrizmasına yol açabilir.
- Nörosifiliz: Beyin ve omurilik tutulduğunda felç, dengesizlik, unutkanlık, kas seğirmeleri, refleks kaybı ve demans benzeri bulgular görülebilir.
- Gummatöz frengi: Deri altında “gummata” adı verilen sert, ağrısız kitleler oluşur. Bu yapılar ciltte, kemiklerde veya iç organlarda doku yıkımına neden olabilir.
Bu evrede hastalık artık bulaşıcı değildir, ancak geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabilir. Sinir sistemi veya kalp tutulumu olan kişilerde kalıcı sakatlıklar, görme veya işitme kaybı gelişebilir. Bu nedenle erken evrelerde tanı ve tedavi, yaşam boyu sağlık açısından hayati önem taşır.
Kadınlarda Frengi Belirtileri
Kadınlarda frengi belirtileri genellikle hastalığın evresine göre değişir ve çoğu zaman vajinada ağrısız yara, akıntı, kasık lenf bezi şişliği, deri döküntüsü ve halsizlik şeklinde görülür. Ancak bu belirtiler çoğu zaman fark edilmeden geçebilir.
İlk evrede, Treponema pallidum bakterisinin girdiği bölgede tek, sert kenarlı ve ağrısız bir yara (şankr) oluşur. Bu yara vajina girişinde, rahim ağzında, anüs çevresinde veya ağız içinde olabilir. Kadınlar genellikle bu yarayı fark etmez, çünkü ağrı yapmaz ve birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Ancak bakteriler vücuda yayılmaya devam eder.
İkinci evrede ise enfeksiyon kana karıştığı için belirtiler vücutta genel olarak ortaya çıkar. En sık görülen bulgular:
- Avuç içi ve ayak tabanlarında kaşıntısız döküntüler
- Boğaz ağrısı, ateş, halsizlik
- Kas-eklem ağrıları, lenf bezi büyümesi
- Saç dökülmesi (yamalar hâlinde)
- Vajinal akıntı ve pelvik ağrı
Frengi kadınlarda tedavi edilmezse, ilerleyen dönemlerde kalp ve sinir sistemi hasarına neden olabilir. Ayrıca hamilelik döneminde hastalık plasenta yoluyla bebeğe bulaşabilir ve doğumsal frengi (konjenital sifiliz) gelişebilir. Bu durum düşük, erken doğum veya bebekte kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bu nedenle, cinsel yolla bulaşma riski taşıyan kadınların düzenli olarak test yaptırması ve hamilelik öncesi tarama yaptırması büyük önem taşır. Erken teşhis edilen frengi, uygun antibiyotik tedavisiyle tamamen iyileşebilir.
Erkeklerde Frengi Belirtileri
Erkeklerde frengi belirtileri genellikle penis, anüs veya ağız çevresinde ağrısız yara (şankr) ile başlar; ilerleyen evrelerde ise döküntüler, lenf bezi şişliği, saç dökülmesi, ateş ve yorgunluk gibi sistemik bulgular gelişir.
Hastalığın ilk evresinde, bakterinin vücuda girdiği bölgede sert, yuvarlak ve ağrısız bir yara oluşur. Bu yara genellikle penis başında, sünnet derisinin altında veya anüs çevresinde görülür. Ağrıya neden olmadığı için çoğu erkek bu yarayı fark etmez ya da önemsemez. Ancak bu dönem, frenginin en bulaşıcı aşamasıdır.
Yara 3–6 hafta içinde kendiliğinden geçse de, bakteriler vücutta kalmaya devam eder ve hastalık ikinci evreye ilerler. Bu dönemde şu belirtiler sıkça gözlenir:
- Avuç içi ve ayak tabanlarında döküntüler
- Boyun, kasık veya koltuk altı lenf bezlerinde şişlik
- Boğaz ağrısı ve yorgunluk
- Saçlarda dökülme (yamalar hâlinde)
- Kas ve eklem ağrıları
- İştahsızlık ve kilo kaybı
Tedavi edilmezse enfeksiyon gizli evreye girer ve yıllar sonra kalp-damar veya sinir sistemi üzerinde geri dönüşsüz hasarlar bırakabilir. Nörosifiliz evresine ilerleyen hastalarda baş ağrısı, refleks kaybı, dengesizlik, görme bozuklukları veya felç gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir.
Frengi, erkeklerde de tıpkı kadınlarda olduğu gibi erken tanı konulursa tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Cinsel temas sonrası şüpheli durumlarda test yaptırmak, hem kişinin hem de partnerinin sağlığı için büyük önem taşır.
Ağızda, Deride ve Gözde Frengi Belirtileri
Frengi yalnızca cinsel organları değil, ağız, deri ve göz gibi farklı bölgeleri de etkileyebilir. Bu durum özellikle hastalığın ikinci ve üçüncü evrelerinde ortaya çıkar ve ağızda yara, deride döküntü, gözde iltihap ve görme kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir.
Ağızda Frengi Belirtileri
Ağızda frengi, genellikle oral yolla bulaşma sonucu gelişir.
- Dudak, dil, diş eti veya damakta ağrısız yaralar (şankr) oluşabilir.
- İkinci evrede ağız içinde beyazımsı plaklar (condyloma lata) ve boğaz ağrısı görülebilir.
- Bu yaralar kolayca fark edilmeyebilir ancak oldukça bulaşıcıdır.
Deride Frengi Belirtileri
Frenginin deri bulguları genellikle ikinci evrede belirgindir.
- Avuç içi ve ayak tabanlarında döküntüler frenginin en karakteristik bulgusudur.
- Döküntüler kaşıntı yapmaz, pembe veya kahverengi tonlardadır.
- Bazı hastalarda gövde, sırt veya saçlı deride de yaygın döküntüler görülebilir.
- Cilt altı dokularda “gummata” adı verilen sert, ağrısız şişlikler oluşabilir (özellikle geç evrede).
Gözde Frengi Belirtileri (Oküler Sifiliz)
Frengi bakterisi göz dokularına da ulaşabilir. Bu durum oküler sifiliz olarak adlandırılır ve hızlı ilerleyerek kalıcı görme kaybına yol açabilir.
- Göz kızarıklığı, ağrı, ışığa hassasiyet
- Görme bulanıklığı veya ani görme kaybı
- Göz içi iltihap (üveit) veya retina iltihabı
Gözde frengi genellikle nörosifilizle birlikte seyreder ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Tedavi edilmezse kalıcı körlük gelişebilir.
Frenginin ağız, deri veya göz gibi bölgelerde görülmesi, hastalığın sistemik hale geldiğini gösterir. Bu nedenle bu tür belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden test yapılmalı ve uygun antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.
Frengi Belirtileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?
Frengi belirtileri, bakterinin vücuda girmesinden ortalama 3 hafta (10–90 gün arası) sonra ortaya çıkar. Ancak bu süre kişiden kişiye değişebilir ve bazen aylar sonra fark edilebilir.
Hastalığın ilk evresinde genellikle tek bir ağrısız yara (şankr) oluşur. Bu yara, enfeksiyondan yaklaşık 21 gün sonra belirir. Bazı kişilerde bu süre daha kısa veya daha uzun olabilir. Şankr 3–6 hafta içinde kendiliğinden iyileşse de, bakteriler vücutta kalır ve hastalık ikinci evreye geçer.
İkinci evre belirtileri genellikle ilk yaradan 4 ila 10 hafta sonra başlar. Bu dönemde döküntüler, halsizlik, lenf bezi şişlikleri ve boğaz ağrısı gibi sistemik bulgular görülür. Bu evre birkaç hafta sürebilir ve kendiliğinden kaybolabilir. Ancak tedavi edilmezse hastalık gizli evreye geçer.
Gizli evre yıllarca belirti vermeden sürebilir. Bazı kişilerde 10–30 yıl sonra üçüncü evre frengiye dönüşür ve bu aşamada sinir sistemi, kalp ve damarlar gibi hayati organlarda ciddi bozukluklar gelişir.
Özetle, frengi belirtileri genellikle ilk bulaşmadan sonraki 2–6 hafta içinde başlar; ancak hastalığın ilerlemesiyle birlikte yeni belirtiler yıllar sonra bile ortaya çıkabilir. Bu nedenle riskli temastan sonra belirti beklemeden test yaptırmak, erken teşhis açısından büyük önem taşır.
Frengi Belirti Vermeyebilir mi?
Evet, frengi hastalığı uzun süre hiçbir belirti vermeden vücutta sessizce ilerleyebilir. Bu durum özellikle gizli evre (latent sifiliz) olarak adlandırılan dönemde görülür.
Frenginin erken evrelerinde (ilk ve ikinci evre) genellikle yara, döküntü veya ateş gibi belirtiler olur; ancak bu bulgular bazen hafif seyreder veya kendiliğinden geçer. Kişi bu süreçte tamamen iyileştiğini düşünebilir. Oysa Treponema pallidum bakterisi hâlâ vücutta bulunur ve sessizce çoğalmaya devam eder.
Gizli evreye giren frengi, yıllarca hiçbir belirti göstermeden kalabilir. Bu süre zarfında enfeksiyon, kan testleriyle tespit edilebilir ama dışarıdan fark edilmez. Bu durum hem kişinin kendi sağlığı hem de toplum sağlığı açısından tehlikelidir, çünkü erken dönemde fark edilmediğinde hastalık ilerleyerek sinir sistemi, kalp ve damar yapısına ciddi zararlar verebilir.
Frenginin belirti vermemesi, hastalığın geçtiği anlamına gelmez. Tam tersine, bakterinin vücutta yerleştiği ve tedavi edilmediği anlamına gelir. Bu nedenle, riskli cinsel temasta bulunan kişilerde herhangi bir belirti olmasa bile frengi testi yaptırmak hayati önem taşır. Erken teşhis edildiğinde frengi antibiyotik tedavisiyle tamamen iyileştirilebilir.
Frengi Belirtileri ile Karışan Hastalıklar
Frengi, farklı evrelerde çok çeşitli belirtiler gösterebildiği için birçok başka hastalıkla karıştırılabilir. Bu durum özellikle erken dönemde yanlış tanı konmasına yol açabilir. Frengi genellikle HPV, genital herpes, mantar enfeksiyonları, egzama, alerjik döküntüler ve grip benzeri hastalıklarla karıştırılır.
- Genital Herpes (Uçuk)
Frenginin ilk evresinde oluşan ağrısız yara (şankr), herpesin neden olduğu ağrılı yaralarla karıştırılabilir. Ancak genital herpes yaraları genellikle çoklu, ağrılı ve kabarcıklı yapıdadır; frengi yarası ise tek ve ağrısızdır.
- HPV (Genital Siğiller)
HPV enfeksiyonunda genital bölgede siğil benzeri kabarıklıklar oluşur. Frengi ikinci evredeyken görülen condyloma lata plakları HPV siğillerine benzeyebilir; ancak frengi plakları nemli, geniş ve daha düz yüzeylidir.
- Mantar Enfeksiyonları
Kaşıntı, kızarıklık ve döküntü gibi belirtiler nedeniyle frengi bazen mantar enfeksiyonlarıyla karıştırılır. Ancak frengi döküntüleri kaşıntı yapmaz ve genellikle avuç içi, ayak tabanı veya gövdede görülür.
- Egzama ve Alerjik Döküntüler
Frenginin ikinci evresindeki deri döküntüleri egzama veya alerjik reaksiyonlarla karıştırılabilir. Farkı; frengide döküntüler genellikle simetriktir, kaşıntı yapmaz ve tedaviye rağmen geçmez.
- Grip Benzeri Hastalıklar
Ateş, boğaz ağrısı, kas-eklem ağrıları ve halsizlik gibi sistemik belirtiler nedeniyle frengi, grip veya viral enfeksiyonlarla karıştırılabilir. Ancak frengide bu belirtiler döküntüyle birlikte seyreder.
Yanlış tanı, hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Bu yüzden şüpheli cinsel temas sonrası ortaya çıkan her türlü yara, döküntü veya sistemik belirti mutlaka laboratuvar testleriyle değerlendirilmelidir.
Erken dönemde yapılan frengi testi, hem hastalığın doğru tanısını koydurur hem de benzer belirtiler gösteren diğer enfeksiyonların ayırt edilmesini sağlar.
Frengi Testi Nasıl Yapılır?
Frengi testi, Treponema pallidum bakterisinin varlığını tespit etmek için kanda yapılan bir laboratuvar testidir. Enfeksiyonun tanısında güvenilir sonuçlar verir ve hastalığın evresine bakılmaksızın uygulanabilir. Test sırasında kişiden az miktarda kan örneği alınır ve laboratuvarda bakteriye karşı oluşan antikorlar incelenir.
Frengi tanısında genellikle iki aşamalı test sistemi kullanılır. İlk olarak tarama testi yapılır ve pozitif çıkarsa doğrulama testiyle sonuç kesinleştirilir. Tarama testleri vücudun bağışıklık tepkisini ölçerken, doğrulama testleri bakteriye özgü antikorları belirler.
Testin doğru sonuç verebilmesi için şüpheli cinsel temastan sonra en az 2 ila 4 hafta beklenmesi önerilir. Çünkü bu süre, vücudun bakteriye karşı antikor üretmesi için gereklidir. Bazı durumlarda doktorlar testin 3 ay sonra tekrarlanmasını isteyebilir.
Frengi Tedavisi ve Takip Süreci
Frengi tedavisi, bakteriyi tamamen ortadan kaldırmak amacıyla antibiyotiklerle yapılır. En etkili ve standart tedavi yöntemi penisilin enjeksiyonudur. Hastalığın evresine göre doz ve süre değişebilir; erken evrede tek doz yeterliyken, geç evrede tedavi birkaç haftaya uzayabilir. Penisiline alerjisi olan hastalarda doktor kontrolünde alternatif antibiyotikler kullanılabilir.
Tedaviye erken başlanması, hastalığın kalıcı hasar bırakmadan iyileşmesini sağlar. Enfeksiyonun ilerlemiş olduğu durumlarda tedavi bakteriyi durdursa da, oluşmuş organ hasarları geri döndürülemeyebilir. Bu nedenle frengi tanısı konulan kişilerin tedavi süresince ve sonrasında düzenli doktor kontrolünde olması çok önemlidir.
Tedavi tamamlandıktan sonra kan testleri tekrarlanarak vücuttaki antikor düzeyi izlenir. Değerlerin düşmesi, tedavinin başarılı olduğunu gösterir. Ayrıca, hastanın cinsel partnerleri de test edilip gerekli görülürse tedavi edilmelidir.
Frengi tedavisi sonrası bir süre cinsel ilişkiden kaçınılması, hastalığın yeniden bulaşmasını önlemek açısından önem taşır. Doğru zamanda konulan tanı ve uygun tedaviyle frengi tamamen iyileşebilir ve kişi sağlıklı bir yaşama dönebilir.
Tedavi Edilmezse Ne Olur? (Frenginin İlerlemesi)
Frengi tedavi edilmediğinde hastalık yıllar içinde sessizce ilerler ve sinir sistemi, kalp, damarlar, göz ve beyin gibi hayati organlarda kalıcı hasara yol açabilir. Bu durum, geri dönüşü olmayan ciddi sağlık sorunlarına neden olur.
Erken evrede frengi sadece ciltte yara veya döküntüyle kendini gösterir. Ancak bakteriler vücuttan temizlenmezse, gizli evreye geçerek yıllarca belirti vermeden kalabilir. Bu süreçte enfeksiyon, damar duvarlarına, sinir dokularına ve iç organlara zarar verir.
İlerlemiş frengi, nörosifiliz ve kardiyovasküler sifiliz olarak iki ağır tabloya dönüşebilir. Nörosifilizde baş ağrısı, refleks kaybı, denge bozukluğu, unutkanlık, felç ve hatta demans gelişebilir. Kardiyovasküler frengide ise aort damarında genişleme (anevrizma), kalp kapak hasarı ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.
Tedavi edilmeyen frengi, hamile kadınlarda bebeğe bulaşarak doğumsal frengi (konjenital sifiliz) gelişmesine de neden olabilir. Bu durum düşük, ölü doğum veya bebekte ciddi sağlık sorunlarıyla sonuçlanabilir.
Frengi erken teşhis edildiğinde tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır; ancak tedavi geciktiğinde kalıcı hasar bırakabilir. Bu nedenle riskli temastan sonra belirti beklemeden test yaptırmak ve doktor kontrolünde tedaviye başlamak hayati önem taşır.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
Frengi kaşıntı yapar mı?
Genellikle hayır. Frengide görülen döküntüler kaşıntısızdır. Kaşıntı olması durumunda başka bir cilt hastalığı ya da mantar enfeksiyonu eşlik ediyor olabilir.
Frengi kendiliğinden geçer mi?
Hayır. Yara ve döküntüler geçici olarak kaybolabilir ancak bakteri vücutta kalır. Tedavi edilmezse hastalık gizli evreye geçer ve yıllar sonra organlara zarar verir.
Frengi yarası nasıl görünür?
Genellikle tek, sert kenarlı, ağrısız bir yara şeklindedir. Rengi açık kırmızı ya da ten rengindedir. Yara genital bölgede, anüste veya ağız çevresinde ortaya çıkabilir.
Frengi bulaşıcı mıdır?
Evet. Özellikle ilk ve ikinci evrede frengi oldukça bulaşıcıdır. Cinsel temas, oral ilişki veya enfekte yaranın temasıyla kolaylıkla geçebilir.
Frengi testi ne zaman doğru sonuç verir?
Şüpheli temastan sonra ortalama 2 ila 4 hafta içinde yapılan testler genellikle doğru sonuç verir. Ancak bazı durumlarda vücut geç antikor oluşturabilir; bu nedenle sonra testin tekrarlanması gerekebilir.
Frengi tedavisinden sonra hastalık tekrarlar mı?
Tedavi doğru şekilde uygulanırsa hastalık tamamen iyileşir. Ancak kişi tekrar enfekte olabilir. Bu nedenle korunmasız ilişkiden kaçınmak ve düzenli test yaptırmak önemlidir.
Hamilelikte frengi bebeğe geçer mi?
Evet. Frengi, plasenta yoluyla bebeğe bulaşabilir ve doğumsal frengi gelişebilir. Bu durum düşük, ölü doğum veya kalıcı doğumsal sağlık sorunlarına neden olabilir.
Sağlığınızda en küçük bir şüpheyi bile ertelemeyin. Uzman doktorlarımız ve deneyimli hasta danışmanlarımızla, size en doğru testi en hızlı şekilde sunmak için buradayız. Şimdi hemen online randevu alabilir ya da bize 0850 360 06 05 üzerinden ulaşarak danışmanlarımızla görüşebilirsiniz.