Solunum Yolu Alerjileri Nelerdir?

Solunum Yolu Alerjileri Nelerdir?

Solunum yolu alerjisi, bağışıklık sisteminin polen, ev tozu akarı, küf ya da hayvan tüyü gibi zararsız maddelere aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir hassasiyet durumudur.

Solunum yolu alerjileri, vücudun normalde zararsız olan çevresel maddelere karşı aşırı bağışıklık yanıtı oluşturmasıyla meydana gelir. Bu maddelere alerjen denir ve solunum yoluyla alındığında bağışıklık sistemi bu maddeleri tehdit olarak algılar. Sonuçta histamin gibi kimyasallar salınır ve bu da hapşırık, burun akıntısı, tıkanıklık, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açar.

Bu durum genellikle alerjik rinit (saman nezlesi), alerjik astım veya alerjik sinüzit şeklinde ortaya çıkar. Alerjiler mevsimsel (örneğin polen dönemlerinde) olabileceği gibi yıl boyu da sürebilir. Belirtilerin şiddeti, alerjene maruziyet sıklığına ve kişinin bağışıklık yapısına göre değişir.

Solunum yolu alerjileri, yaşam kalitesini düşürse de doğru tanı ve tedaviyle kontrol altına alınabilir. Alerjiyi tetikleyen maddeyi belirlemek, korunma ve tedavi planının en önemli adımıdır.

Solunum Yolu Alerjisi Nedir?

Solunum yolu alerjisi; bağışıklık sisteminin polen, ev tozu akarı, küf ya da hayvan tüyü gibi zararsız maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle oluşan, nefes yollarını etkileyen bir alerjik rahatsızlıktır.

Solunum yolu alerjileri, solunum sistemine giren alerjenlere karşı gelişen immün yanıt sonucu ortaya çıkar. Bu alerjenler normalde zararsız olmasına rağmen, duyarlı bireylerde bağışıklık sistemi bu maddeleri tehdit olarak algılar. Bunun sonucunda histamin gibi kimyasallar salınır ve burun akıntısı, hapşırık, öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler görülür. Bu durum, özellikle burun, boğaz ve akciğerleri etkileyerek yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir.

Solunum Yolu Alerjilerinin Nedenleri Nelerdir?

Solunum yolu alerjilerinin en önemli nedenleri genetik yatkınlık, çevresel alerjenlere maruziyet ve bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığıdır.

Solunum yolu alerjilerinin temelinde, bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığı (hipersensitivite) yer alır. Bu durumda vücut, polen, ev tozu akarı, küf sporları, hayvan tüyü veya sigara dumanı gibi zararsız maddeleri tehlikeli bir unsur olarak algılar. Bunun sonucunda histamin ve benzeri kimyasallar salınır; bu da burun akıntısı, hapşırık, öksürük ve nefes darlığı gibi alerjik tepkilere yol açar.

Genetik faktörler, alerjilerin gelişmesinde belirleyici bir rol oynar. Ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan bireylerde solunum yolu alerjisi görülme olasılığı çok daha yüksektir. Ayrıca, modern yaşam koşulları da bu riski artırır: şehirleşme, hava kirliliği, sigara dumanına pasif maruziyet, çocukluk döneminde steril ortamlarda büyüme (hijyen hipotezi) ve klimalı kapalı alanlarda uzun süre kalmak bağışıklık sisteminin doğal dengesini bozarak alerjik duyarlılığı tetikler.

Ayrıca bazı enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminde kalıcı bir hassasiyet oluşturabilir. Özellikle çocukluk çağında geçirilen viral solunum yolu enfeksiyonları, ilerleyen yıllarda alerjik astım veya alerjik rinit gelişme riskini artırır.

En Sık Görülen Solunum Yolu Alerjisi Türleri

En sık görülen solunum yolu alerjileri; alerjik rinit, alerjik astım, küf, ev tozu akarı, hayvan tüyü ve polen alerjisidir.

En yaygın görülen solunum alerjisi türleri;

  • Alerjik rinit (saman nezlesi)
  • Alerjik astım
  • Küf alerjisi
  • Ev tozu akarı alerjisi
  • Hayvan tüyü alerjisi
  • Polen alerjisi

Alerjik Rinit (Saman Nezlesi)

Burun mukozasının polen, toz veya küf gibi alerjenlere karşı aşırı tepki vermesiyle gelişir. Sürekli hapşırma, burun akıntısı, tıkanıklık ve gözlerde kaşıntı en belirgin bulgulardır. Mevsimsel (bahar ayları) veya yıl boyu süren (ev içi alerjenlere bağlı) tipleri vardır.

Alerjik Astım

Alerjenlerin solunum yollarında oluşturduğu iltihap sonucu bronşlar daralır. Bu da nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve kuru öksürük gibi semptomlara neden olur. Alerjik astım genellikle çocuklukta başlar ve tedavi edilmezse kronikleşebilir.

Küf Alerjisi

Nemli ortamlarda çoğalan küf mantarlarının sporları solunum yoluna girdiğinde bağışıklık sistemi tepki verir. Evde özellikle banyo, bodrum ve klimalarda biriken küfler bu alerjinin en sık nedenidir. Uzun süreli maruziyet astım semptomlarını şiddetlendirebilir.

Ev Tozu Akarı Alerjisi

Ev tozlarında yaşayan mikroskobik akarların dışkı ve parçacıklarına karşı gelişir. Yatak, yorgan ve halılarda yoğun bulunur. Sabahları artan burun akıntısı, hapşırma ve tıkanıklık tipiktir.

Hayvan Tüyü Alerjisi

Evcil hayvanların tüyü, derisi veya tükürüğündeki proteinlere karşı gelişen bir alerjidir. Temas sonrası öksürük, burun kaşıntısı ve hapşırma sık görülür. Hayvanla sürekli temas, belirtilerin kalıcı hale gelmesine yol açabilir.

Polen Alerjisi

Ağaç, çimen ve ot polenlerinin havada yoğunlaştığı dönemlerde ortaya çıkar. Açık havada geçirilen süre arttıkça gözlerde sulanma, burun akıntısı ve hapşırma gibi belirtiler şiddetlenir.

Bu alerji türleri, solunum yollarının farklı bölümlerini etkileyerek mevsimsel veya sürekli şikâyetlere neden olur. Her biri farklı alerjenlerle tetiklense de bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığı ortak mekanizmadır.

Solunum Yolu Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

Solunum yolu alerjilerinin belirtileri genellikle burun, boğaz ve akciğerleri etkiler; hapşırma, burun akıntısı, öksürük ve nefes darlığı en sık görülen semptomlardır.

Solunum yolu alerjisi belirtileri;

  • Burun akıntısı ve tıkanıklık
  • Sürekli hapşırma
  • Gözlerde kaşıntı ve sulanma
  • Öksürük ve nefes darlığı
  • Boğazda kaşıntı ve tahriş hissi
  • Hırıltılı solunum ve göğüs sıkışması

Burun akıntısı ve tıkanıklık

Alerjenlerle temas sonrası burun mukozasında ödem ve fazla mukus üretimi oluşur. Bu durum hem burun tıkanıklığına hem de sulu akıntıya neden olur. Özellikle alerjik rinitte en belirgin şikâyettir.

Sürekli hapşırma

Vücudun alerjenleri dışarı atmaya çalışması sonucu gelişir. Sabah saatlerinde ve polen yoğunluğunun arttığı dönemlerde artış gösterir.

Gözlerde kaşıntı ve sulanma

Alerjenlere karşı göz mukozasının da tepki vermesi sonucu oluşur. Gözlerde yanma, kızarıklık ve sulanma görülür; bu tablo “alerjik konjonktivit” olarak adlandırılır.

Öksürük ve nefes darlığı

Alerjenler bronşlarda daralmaya yol açtığında öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gelişir. Özellikle alerjik astımda bu belirtiler gece veya sabah erken saatlerde şiddetlenir.

Boğazda kaşıntı ve tahriş hissi

Alerjik burun akıntısının boğaza akması, boğaz mukozasında irritasyona neden olur. Bu durum sürekli boğaz temizleme isteğiyle kendini gösterebilir.

Hırıltılı solunum ve göğüs sıkışması

Bronşların daralmasıyla hava geçişi zorlaşır ve solunum sırasında hırıltı duyulur. Bu tablo genellikle alerjik astımın tipik belirtisidir.

Solunum yolu alerjilerinde belirtiler genellikle sabahları, nemli ortamlarda veya polen yoğunluğunun arttığı dönemlerde daha belirgindir. Erken tanı konulmadığında şikâyetler kronikleşebilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.

Solunum Yolu Alerjileri Hangi Mevsimlerde Artar?

Solunum yolu alerjileri en sık ilkbahar ve sonbahar aylarında görülür; polen, küf ve ev tozu gibi alerjenlerin yoğunlaştığı bu dönemlerde belirtiler belirgin şekilde artar.

Mevsimsel alerjiler, doğrudan çevresel koşullarla ilişkilidir. İlkbaharda ağaç ve çiçek polenleri, yaz aylarında çimen ve ot polenleri, sonbaharda ise nemin artmasıyla birlikte küf mantarları ve ev tozu akarları alerjik reaksiyonları tetikler.
Kış aylarında kapalı ortamlarda uzun süre kalmak, havalandırmanın azalması ve evcil hayvanlarla temas süresinin artması nedeniyle alerji şikâyetleri yıl boyu devam edebilir.

Mevsimsel alerji dönemlerinde hastalar genellikle şu şikâyetlerle başvurur: burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, öksürük, boğaz tahrişi ve nefes darlığı. Polenlerin havada en yoğun olduğu sabah saatlerinde belirtiler artar. Bu nedenle alerjik bireylerin, özellikle bahar aylarında sabah saatlerinde açık havada bulunmaktan kaçınması önerilir.

Ayrıca şehirleşme, araç egzozu ve iklim değişikliği gibi faktörler de polen mevsimini uzatır. Bu nedenle alerji semptomları artık yalnızca baharla sınırlı kalmayıp, yılın büyük bölümünde etkili olabilmektedir.

Solunum Yolu Alerjileri Nasıl Teşhis Edilir?

Solunum yolu alerjilerinin teşhisi; hasta öyküsü ve alerji testlerinin birlikte değerlendirilmesiyle konur. Deri prick testi, IgE testleri ve alerji panelleri tanıda en sık kullanılan yöntemlerdir.

Solunum yolu alerjilerinde doğru tanı, yalnızca şikâyetleri değil, hastanın yaşam koşullarını ve çevresel faktörleri de dikkate alan bütüncül bir değerlendirme gerektirir.
İlk aşamada ayrıntılı hasta öyküsü alınır. Belirtilerin hangi mevsimde arttığı, evcil hayvan veya tozla temasın durumu, yaşanılan ortamın nem oranı gibi bilgiler alerji kaynağı hakkında önemli ipuçları verir.

Bu aşamadan sonra tanının netleşmesi için laboratuvar testleri uygulanır.
En sık kullanılan yöntemler:

  • Deri prick testi: Cilde uygulanan küçük alerjen damlalarıyla duyarlılık ölçülür.
  • Spesifik IgE testi: Kanda belirli alerjenlere karşı antikor varlığı araştırılır.
  • Alerji panelleri: Tek seferde onlarca solunum alerjenini analiz ederek geniş kapsamlı sonuç verir.
  • Moleküler alerji testleri: Alerjiyi tetikleyen spesifik protein bileşenlerini belirleyerek gerçek alerji ile çapraz reaksiyonları ayırır.

Bazı durumlarda total IgE testi veya solunum fonksiyon testi (spirometri) de tanıya yardımcı olur.
Tüm bu sonuçlar uzman doktor tarafından hastanın klinik bulgularıyla birlikte değerlendirilir ve kişiye özel bir tedavi planı hazırlanır.

Solunum Yolu Alerjilerinde Hangi Testler Yapılır?

Solunum yolu alerjilerinde tanı için deri prick testi, spesifik IgE testi, alerji panelleri, moleküler alerji testleri ve solunum fonksiyon testleri uygulanır. Bu testler, alerjenin türünü ve bağışıklık yanıtının düzeyini belirlemeye yardımcı olur.

Solunum yolu alerjilerinde doğru teşhis, yalnızca belirtilere değil, alerjiyi tetikleyen madde veya maddelerin bilimsel olarak saptanmasına dayanır. Günümüzde klasik test yöntemlerinin yanı sıra, gelişmiş laboratuvar teknolojileri de kullanılarak alerjinin kaynağı çok daha net belirlenebilmektedir.

Tanıda ilk basamak, deri prick testi olarak bilinen cilt testidir. Bu testte, çeşitli alerjenler kol veya sırt bölgesine küçük damlalar hâlinde uygulanır. 15–20 dakika içinde kızarıklık veya kabarıklık oluşursa test pozitif kabul edilir. Polen, küf, ev tozu akarı ve hayvan tüyü alerjilerinin tanısında en sık kullanılan yöntemdir.

Cilt testinin yapılamadığı durumlarda spesifik IgE testi tercih edilir. Kanda belirli alerjenlere karşı üretilen IgE antikorları ölçülür. Bu yöntem özellikle çocuklarda, cilt hastalığı olanlarda veya antihistaminik ilaç kullanan bireylerde güvenle uygulanabilir.

Daha kapsamlı inceleme için solunum alerji panelleri kullanılır. Solunum alerjen paneli, tek bir testte onlarca farklı alerjeni tarayarak alerjinin kaynağını hızlı şekilde belirler. Özellikle “hangi maddeye karşı alerjim var?” sorusunun yanıtını bulmak isteyen hastalarda büyük kolaylık sağlar.

Son yıllarda tanıda öne çıkan bir diğer yöntem moleküler alerji testidir. Bu testler, alerjenin tamamını değil, reaksiyona neden olan özgül protein bileşenlerini analiz eder. Böylece gerçek alerji ile çapraz reaksiyonlar birbirinden ayrılır ve kişiye özel tedavi planı oluşturulabilir.

Bazı hastalarda total IgE testi ile genel alerjik duyarlılık düzeyi de ölçülür. Alerjik astım şüphesi varsa solunum fonksiyon testi (spirometri) yapılarak akciğer kapasitesi değerlendirilir.

Bu testler birlikte değerlendirildiğinde, hem alerjenin türü hem de alerjik reaksiyonun şiddeti doğru biçimde saptanabilir. Bu da tedavi başarısını ve yaşam kalitesini doğrudan artırır.

Solunum Yolu Alerjisi Nasıl Tedavi Edilir?

Solunum yolu alerjilerinin tedavisi; alerjenden korunma, ilaç tedavisi ve immünoterapi (alerji aşısı) yöntemleriyle yapılır. Tedavi planı, alerjinin türüne ve hastanın durumuna göre kişiye özel hazırlanır.

Solunum yolu alerjilerinde tedavinin temel amacı, alerjenle teması azaltmak ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini kontrol altına almaktır.
İlk adım alerjenden korunmadır. Polen alerjisinde pencerelerin kapalı tutulması, ev tozu alerjisinde yıkanabilir yatak takımı kullanımı, küf alerjisinde nem kontrolü ve klima filtrelerinin temizlenmesi önerilir. Hayvan tüyü alerjisinde doğrudan temasın sınırlandırılması gerekir.

İlaç tedavisi, semptomları hafifletmek için uygulanır. Antihistaminikler burun akıntısı ve kaşıntıyı azaltırken, kortikosteroid burun spreyleri iltihabı kontrol altına alır. Alerjik astımda bronkodilatörler ve lökotrien antagonistleri kullanılarak solunum rahatlatılır.

Kökten çözüm sağlayan yöntem ise immünoterapi (alerji aşısı) dır. Bu tedavide, alerjiye neden olan madde düşük dozlarda vücuda verilerek bağışıklık sisteminin duyarlılığı azaltılır. Enjeksiyon veya dil altı formunda uygulanabilir ve genellikle 3–5 yıl sürer.

Tedaviye ek olarak sigara dumanından kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve nem dengesi sağlanmış ortamlarda bulunmak belirtileri hafifletir. Uzman kontrolünde planlanan bütüncül yaklaşım, hem yaşam kalitesini artırır hem de alerjik şikâyetlerin tekrarını önler.

Solunum Yolu Alerjilerinden Korunma Yöntemleri

Solunum yolu alerjilerinden korunmak için alerjenle teması azaltmak, yaşam alanlarını düzenli temizlemek ve nem dengesini korumak gerekir. Polen, toz ve küf kaynaklı alerjilerde önleyici tedbirler semptomları büyük ölçüde azaltır.

Alerjik hastalıkların tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmasa da alınacak basit önlemlerle şikâyetlerin şiddeti belirgin şekilde azalabilir.
En etkili korunma yöntemi, kişinin duyarlı olduğu alerjeni tanıması ve yaşam alışkanlıklarını buna göre düzenlemesidir.

Polen alerjilerinde:
Pencereleri özellikle sabah saatlerinde kapalı tutmak, açık havada maske kullanmak ve eve dönünce kıyafetleri değiştirmek faydalıdır.

Ev tozu akarı alerjisinde:
Yatak takımlarının 60°C’de haftada bir yıkanması, halı ve kalın perde kullanımının azaltılması, düzenli elektrik süpürgesiyle temizlik yapılması önerilir.

Küf alerjisinde:
Ev içi nem oranı %40–50 arasında tutulmalı, klima filtreleri düzenli temizlenmeli ve sızıntı yapan alanlar onarılmalıdır.

Hayvan tüyü alerjisinde:
Evcil hayvanın yatak odasına alınmaması, temas sonrası ellerin yıkanması ve HEPA filtreli hava temizleyici kullanımı etkili olabilir.

Ayrıca sigara dumanı, ağır parfümler ve kimyasal temizlik ürünleri gibi solunum yollarını tahriş eden etkenlerden uzak durmak da korunmanın önemli bir parçasıdır.
Tüm bu önlemler, ilaç tedavisiyle birlikte uygulandığında alerji kontrolünü kolaylaştırır ve yaşam kalitesini belirgin şekilde artırır.

Solunum Yolu Alerjileri Kimlerde Daha Sık Görülür?

Solunum yolu alerjileri genetik yatkınlığı olan kişilerde, alerjenlere sık maruz kalanlarda ve şehirde yaşayan bireylerde daha sık görülür. Çocuklar ve bağışıklık sistemi hassas kişiler risk grubundadır.

Alerjik hastalıklar, çevresel faktörlerle genetik eğilimin birleşmesi sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi duyarlı bireyler, zararsız maddelere karşı aşırı tepki verir. Bu nedenle bazı gruplarda solunum yolu alerjileri daha sık görülür:

  1. Genetik Yatkınlığı Olanlar:
    Ailesinde alerji, astım veya egzama öyküsü bulunan bireylerde risk belirgin şekilde artar. Ebeveynlerden birinde alerji varsa çocukta görülme olasılığı %30–40, her ikisinde varsa %70’e kadar çıkabilir.
  2. Çocuklar ve Gençler:
    Bağışıklık sistemi gelişim sürecinde olan çocuklar alerjenlere karşı daha hassastır. Özellikle okul çağı döneminde polen, toz ve hayvan tüyü alerjileri sık görülür.
  3. Şehirde Yaşayanlar:
    Hava kirliliği, egzoz gazları ve endüstriyel duman gibi çevresel faktörler solunum yollarını tahriş ederek alerji gelişme riskini artırır. Şehir havasında bulunan partiküller polenlerle birleştiğinde alerjik etki güçlenir.
  4. Nemli veya Küflü Ortamlarda Yaşayanlar:
    Nem oranının yüksek olduğu ev ve iş yerlerinde küf mantarları hızla çoğalır. Bu da küf ve ev tozu akarı alerjilerini tetikler.
  5. Sigara Dumanına Maruz Kalanlar:
    Aktif veya pasif sigara dumanı, solunum yollarının savunma mekanizmasını zayıflatır. Bu nedenle alerji belirtileri daha erken ve daha şiddetli ortaya çıkar.

Solunum Yolu Alerjisi ile Karıştırılan Hastalıklar

Solunum yolu alerjileri, en sık grip, nezle, sinüzit ve bronşit gibi hastalıklarla karıştırılır. Ancak alerjide ateş görülmez ve belirtiler genellikle mevsimsel ya da tekrarlayıcı bir şekilde seyreder.

Solunum yolu alerjileri, belirtileri birçok solunum enfeksiyonu ile benzerlik gösterdiği için sıkça yanlış yorumlanır. Özellikle grip veya soğuk algınlığı ile karıştırıldığında, gereksiz antibiyotik kullanımı ve yanlış tedavi uygulamaları görülebilir. Oysa alerjik reaksiyonlar mikrobik değildir; vücudun bağışıklık sisteminin zararsız maddelere karşı geliştirdiği aşırı duyarlılık tepkileridir.

Grip, genellikle ateş, halsizlik, kas ağrısı ve boğaz ağrısı gibi sistemik belirtilerle seyreder. Buna karşılık alerjik rinitte ateş olmaz; burun akıntısı, hapşırma ve göz yaşarması ön plandadır. Nezle, kısa sürede geçer; alerjik belirtiler ise haftalarca sürebilir veya belirli mevsimlerde tekrarlar.

Sinüzit hastalarında yüzde ağrı ve basınç hissi belirgindir, genellikle enfeksiyon sonrası gelişir. Oysa alerjik rinitte bu tür ağrılar olmaz ve geniz akıntısı daha hafif seyreder. Bronşit ise balgamlı öksürük ve bazen ateşle birlikte ilerlerken, alerjik astımda genellikle kuru öksürük, nefes darlığı ve hırıltı görülür.

Alerjik hastalıklarda vücut ısısı normaldir, halsizlik ve kas ağrısı nadirdir. Belirtiler mevsimsel, tekrarlayıcı veya uzun süreli bir seyir gösterir. Bu farklılıklar, doğru tanının konulması ve uygun tedavinin başlanması açısından son derece önemlidir. Uzman hekim tarafından yapılan ayırıcı tanı, hem gereksiz antibiyotik kullanımını önler hem de etkili alerji tedavisinin uygulanmasını sağlar.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Solunum yolu alerjisi nedir?

Solunum yolu alerjisi, bağışıklık sisteminin polen, ev tozu akarı, küf veya hayvan tüyü gibi zararsız maddelere karşı aşırı tepki vermesi sonucu gelişen bir rahatsızlıktır. Bu durumda vücut, alerjeni tehdit olarak algılar ve histamin gibi kimyasallar salgılar; bu da hapşırık, burun akıntısı, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açar.

Solunum yolu alerjisi bulaşıcı mıdır?

Hayır, solunum yolu alerjileri bulaşıcı değildir. Çünkü bu durum bir virüs ya da bakteri kaynaklı değil, tamamen kişisel bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığıyla ilgilidir. Ancak ailede alerji öyküsü varsa genetik yatkınlık nedeniyle benzer alerjiler gelişebilir.

Alerjik rinit ile grip arasındaki fark nedir?

Alerjik rinitte ateş görülmez, belirtiler genellikle mevsimsel olarak tekrar eder ve sürekli hapşırma, burun tıkanıklığı, göz yaşarması ön plandadır.
Grip ise virüs kaynaklıdır; ateş, halsizlik, kas ağrısı ve boğaz ağrısı gibi sistemik belirtilerle seyreder.

Solunum yolu alerjisi tamamen geçer mi?

Solunum yolu alerjileri genellikle kroniktir, ancak uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir. İmmünoterapi (alerji aşısı) gibi yöntemler, bağışıklık sisteminin alerjene duyarlılığını azaltarak uzun dönemli rahatlama sağlayabilir.

Alerji testleri ne zaman yapılmalıdır?

Alerji testleri, belirtilerin tekrar ettiği dönem dışında, yani semptomsuz dönemde yapılmalıdır. Böylece test sonuçları daha doğru değerlendirilir. Test türleri arasında deri prick testi, spesifik IgE, alerji panelleri ve moleküler alerji testleri bulunur.

Solunum yolu alerjileri tedavi edilmezse ne olur?

Tedavi edilmeyen alerjiler zamanla kronik sinüzit, alerjik astım veya solunum yolu hassasiyetinde artış gibi kalıcı sorunlara yol açabilir. Erken tanı ve düzenli takip, bu komplikasyonları önlemenin en etkili yoludur.

Sağlığınızda en küçük bir şüpheyi bile ertelemeyin. Uzman doktorlarımız ve deneyimli hasta danışmanlarımızla, size en doğru testi en hızlı şekilde sunmak için buradayız. Şimdi hemen online randevu alabilir ya da bize 0850 360 06 05 üzerinden ulaşarak danışmanlarımızla görüşebilirsiniz.

Son Güncelleme:
HEMEN ARA