Çölyak Hastalığı Nedir?

Çölyak Hastalığı Nedir?

Çölyak hastalığı, bağışıklık sisteminin buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten proteinine karşı anormal tepki vermesi sonucu ince bağırsakta hasara yol açan otoimmün bir hastalıktır. Tedavi edilmezse besin emilimini bozar ve birçok sistemik soruna neden olabilir.

Genetik yatkınlığı olan bireylerde görülen çölyak hastalığı, gluten tüketildiğinde bağışıklık sisteminin yanlışlıkla ince bağırsak mukozasına saldırmasıyla ortaya çıkar. Bu saldırı, villus adı verilen ince bağırsak yüzey çıkıntılarının tahrip olmasına neden olur. Sonuç olarak, besinlerin emilimi bozulur ve kansızlık, kilo kaybı, yorgunluk, vitamin-mineral eksiklikleri gibi belirtiler gelişir. Çölyak hastalığı yaşam boyu süren bir durumdur ve tek etkili tedavi glutensiz beslenmedir.

Çölyak Hastalığı Neden Olur?

Çölyak hastalığı, genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkar. Vücut, gluten proteinine karşı anormal bir bağışıklık tepkisi geliştirir ve bu durum ince bağırsakta kalıcı hasara yol açar.

Çölyak hastalığının temel nedeni, bağışıklık sisteminin gluten proteinini zararlı bir madde olarak algılamasıdır. Bu yanlış algılama, otoimmün bir reaksiyon başlatarak ince bağırsak mukozasında iltihaplanmaya ve villus yapılarının bozulmasına neden olur. Hastalığın genetik yönü güçlüdür; özellikle HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 gen tiplerine sahip bireylerde görülme olasılığı daha yüksektir. Bununla birlikte, viral enfeksiyonlar, erken dönemde gluten tüketimi, bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler ve stres gibi çevresel faktörler de hastalığın tetiklenmesinde rol oynayabilir.

Çölyak Hastalığı Kimlerde Görülür?

Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan bireylerde, özellikle birinci derece akrabalarında çölyak bulunan kişilerde ve bazı otoimmün hastalıkları olanlarda daha sık görülür. Kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla ortaya çıkar.

Toplumda her yaşta görülebilen çölyak hastalığı, genellikle genetik eğilimi bulunan kişilerde gelişir. Ailesinde çölyak, tip 1 diyabet, tiroid hastalığı veya otoimmün karaciğer hastalığı olan bireyler risk altındadır. Ayrıca Down sendromu, Turner sendromu ve IgA eksikliği bulunan kişilerde görülme sıklığı artar. Kadınlarda hormonel ve immünolojik faktörler nedeniyle daha yaygındır. Hastalık, çocukluk döneminde büyüme geriliğiyle, yetişkinlerde ise kronik sindirim şikâyetleriyle kendini gösterebilir.

Çölyak Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Çölyak hastalığı belirtileri, sindirim sistemiyle birlikte vücudun birçok farklı bölgesini etkiler. En sık görülen çölyak belirtileri arasında karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kilo kaybı ve yorgunluk bulunur. Ancak bazı hastalarda bu belirtiler gizli ya da sindirim dışı şekilde ortaya çıkabilir.

En yaygın çölyak hastalığı belirtileri şunlardır:

  • Karın ağrısı ve şişkinlik
  • Kronik ishal veya kabızlık
  • Kilo kaybı veya kilo alamama
  • Kansızlık (anemi) ve halsizlik
  • Ağız içinde aft veya yara
  • Ciltte döküntü
  • Kemik ve eklem ağrıları
  • Saç dökülmesi veya tırnak kırılganlığı
  • Ruhsal değişiklikler (depresyon, sinirlilik)

Çölyak hastalığı belirtileri, ince bağırsak yüzeyinde meydana gelen hasarın besin emilimini bozmasıyla ortaya çıkar. Zamanla vitamin-mineral eksiklikleri, kemik erimesi, kısırlık veya sinir sistemi problemleri gelişebilir. Her hastada belirtilerin şiddeti ve tipi farklı seyrettiği için erken tanı büyük önem taşır.

Yetişkinlerde Çölyak Hastalığı Belirtileri

Yetişkinlerde çölyak hastalığı belirtileri, genellikle sindirim dışı bulgularla kendini gösterir. Uzun süreli yorgunluk, demir eksikliği anemisi ve kemik ağrıları sık rastlanan belirtilerdir.

Yetişkinlerde çölyak hastalığı şu belirtilerle seyredebilir:

  • Karın ağrısı ve gaz şikâyeti
  • Kronik yorgunluk
  • İnatçı demir eksikliği anemisi
  • Ciltte kaşıntılı döküntüler
  • Adet düzensizlikleri ve kısırlık
  • Ellerde–ayaklarda uyuşma veya karıncalanma
  • Kilo kaybı veya iştahsızlık

Hastalık çoğu zaman sinsi ilerler ve sindirim yakınmaları ön planda olmayabilir. Bu nedenle, açıklanamayan yorgunluk veya kansızlık şikâyeti olan yetişkinlerde çölyak hastalığı mutlaka araştırılmalıdır.

Çocuklarda Çölyak Hastalığı Belirtileri

Çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri, genellikle büyüme geriliği, karın şişliği, iştahsızlık ve kronik ishal şeklinde ortaya çıkar.

Çocuklarda çölyak hastalığı en sık şu bulgularla fark edilir:

  • Büyüme geriliği veya boy uzamasında durma
  • Kilo alamama veya ani kilo kaybı
  • Karın şişliği ve gaz
  • Sürekli ishal veya dışkıda yağlanma
  • Sinirlilik, huysuzluk veya dikkat dağınıklığı
  • Kas zayıflığı ve halsizlik

Erken tanı konulmadığında büyüme ve gelişim süreci olumsuz etkilenir. Glutensiz diyetle çocukların bağırsak yapısı hızla iyileşir ve belirtiler genellikle birkaç ay içinde kaybolur.

Gizli Çölyak Belirtileri Nelerdir?

Gizli çölyak hastalığı belirtileri, klasik sindirim yakınmaları olmadan seyreden ve tanısı geciken vakalarda görülür. Bu tür hastalarda çoğunlukla kansızlık, yorgunluk veya infertilite gibi dolaylı bulgular vardır.

Gizli çölyak hastalığında görülebilecek belirtiler:

  • Demir veya B12 eksikliği anemisi
  • Kalsiyum ve D vitamini eksikliği
  • Sık kırıklar veya kemik erimesi
  • Diş minesinde bozulmalar
  • Depresyon ve anksiyete
  • Düşük veya kısırlık sorunları

Bu form, “sessiz çölyak” olarak da adlandırılır ve çoğu zaman rutin kan tahlilleri veya tarama testleri sırasında fark edilir. Erken teşhis edilmediğinde ciddi beslenme bozukluklarına ve sistemik hastalıklara yol açabilir.

Çölyak Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Çölyak hastalığı teşhisi, kan testleri ve ince bağırsak biyopsisiyle konur. Öncelikle kandaki çölyak antikorlarının (anti-tTG, EMA, gliadin antikorları) varlığı araştırılır. Test sonuçları pozitifse, endoskopiyle alınan doku örneklerinde bağırsak hasarı incelenir.

Tanı süreci, klinik bulguların dikkatle değerlendirilmesiyle başlar. Uzman hekim, hastanın beslenme alışkanlıklarını, belirtilerini ve aile öyküsünü göz önünde bulundurur. Ardından laboratuvar testleriyle çölyak hastalığına özgü antikorların düzeyleri ölçülür. Bu testler pozitif çıkarsa, endoskopik biyopsi yapılarak kesin tanı konur. Erken teşhis, bağırsak hasarının ilerlemesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Gliadin Antikor Testi Nedir?

Gliadin antikor testi, vücudun glutene karşı oluşturduğu antikorları tespit ederek çölyak hastalığının erken teşhisinde kullanılır.

Gliadin antikor testi, klasik gliadin testlerine göre daha yüksek duyarlılığa sahiptir. Bu testte IgA ve IgG tipi antikorlar ölçülür ve özellikle erken evre veya hafif çölyak vakalarında tanı koymayı kolaylaştırır. Ayrıca test, gluten duyarlılığı olan ancak bağırsak hasarı gelişmemiş bireylerde de pozitif sonuç verebilir. Laboratuvar ortamında yapılır ve genellikle kan örneği kullanılır.

Anti Doku Transglutaminaz ve EMA Testleri Ne İşe Yarar?

Anti-Doku transglutiminaz  ve EMA testleri, çölyak hastalığında en sık kullanılan serolojik testlerdir ve hastalığın biyokimyasal göstergesi olarak kabul edilir.

  • Anti-Doku transglutiminaz testi, glutene karşı oluşan otoantikorları ölçer ve çölyak hastalığında en güvenilir tarama testlerinden biridir.
  • EMA (Endomisyum antikoru) testi, çölyak hastalığına özgü antikorları saptayarak tanıyı doğrular.

Anti-Doku transglutiminaz  ve EMA testleri birlikte değerlendirildiğinde tanı doğruluk oranı %95’in üzerindedir. Ancak IgA eksikliği olan kişilerde yanlış negatif sonuçlar görülebileceği için, test öncesinde total IgA düzeyinin de kontrol edilmesi gerekir.

Çölyak Teşhisinde Endoskopi ve Biyopsi Neden Yapılır?

Endoskopi ve biyopsi, çölyak hastalığının kesin tanısı için altın standart yöntemdir. Laboratuvar testleri pozitif çıktığında, ince bağırsak mukozasından alınan örnekler mikroskop altında incelenir.

Endoskopi sırasında duodenumdan alınan biyopsilerde villus yapılarının hasar görmesi, çölyak tanısını kesinleştirir. Bu yöntem sayesinde hastalığın evresi ve bağırsak yüzeyinin iyileşme durumu da değerlendirilebilir. Biyopsi, tedaviye yanıtı izlemek için zaman zaman tekrarlanabilir.

Çölyak Hastalığında Testler ve Laboratuvar Süreci

Çölyak hastalığı testleri, kandaki gluten duyarlılığına bağlı antikorları tespit etmeye ve bağırsak hasarını değerlendirmeye yöneliktir. Bu testler sayesinde hastalığın varlığı, evresi ve tedaviye yanıtı güvenilir biçimde belirlenebilir.

Çölyak hastalığının tanısında en sık kullanılan testler şunlardır:

  • Anti-tTG IgA ve IgG testi: Çölyak hastalığında ilk tercih edilen testtir.
  • EMA (Endomisyum antikoru) testi: Tanıyı doğrulayan yüksek özgüllüğe sahip testtir.
  • Gliadin antikor testi (yeni nesil versiyonu): Erken evre çölyak olgularını saptamada etkilidir.
  • Toplam IgA testi: IgA eksikliği nedeniyle oluşabilecek yanlış negatif sonuçları önler.
  • Doku biyopsisi: Kan testleri pozitifse, kesin tanı için kullanılır.

Bu testlerin birlikte değerlendirilmesi, çölyak tanısında doğruluk oranını yükseltir. Laboratuvar süreci uzman gözetiminde yürütülmeli ve hasta glutensiz diyet başlatmadan testler tamamlanmalıdır, aksi halde sonuçlar yanlış negatif çıkabilir.

Hangi Testler Çölyak Hastalığını Gösterir?

Çölyak hastalığını gösteren testler, kandaki otoantikorların tespitine dayanır. En belirleyici olanlar anti-tTG IgA ve EMA testleridir.

Anti-tTG testi, bağışıklık sisteminin glutene karşı oluşturduğu antikorları ölçerek çölyak varlığını güçlü biçimde gösterir. EMA testi ise hastalığa özgü endomisyum antikorlarını saptar. Bu iki testin birlikte pozitif olması tanıyı büyük oranda kesinleştirir. Gerektiğinde gliadin antikor testi de ek olarak uygulanır.

Çölyak Testleri Ne Zaman Yapılmalı?

Çölyak testleri, kronik ishal, karın ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı, kansızlık veya demir eksikliği gibi durumlarda yapılmalıdır. Ayrıca, çölyak hastalığı bulunan bireylerin birinci derece yakınları da testten geçmelidir.

Aşağıdaki durumlarda çölyak testleri önerilir:

  • Uzun süren sindirim şikâyetleri (ishal, gaz, şişkinlik)
  • Nedeni açıklanamayan kansızlık veya vitamin eksikliği
  • Ailede çölyak hastalığı öyküsü
  • Tiroid, tip 1 diyabet veya diğer otoimmün hastalıkların varlığı
  • Çocuklarda büyüme geriliği veya gelişim sorunları

Erken dönemde yapılan testler, hastalığın ilerlemesini önler ve glutensiz diyet tedavisinin zamanında başlamasına olanak tanır.

Çölyak Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Çölyak hastalığı tedavisi, yaşam boyu sürdürülen glutensiz diyet ile yapılır. Bu diyette buğday, arpa, çavdar ve bunları içeren tüm ürünler tamamen çıkarılır. Tedavi, bağırsakların kendini yenilemesini sağlar ve semptomlar genellikle birkaç hafta içinde azalır.

Çölyak hastalığı otoimmün bir hastalık olduğundan, kesin bir ilaç tedavisi yoktur. Tedavinin temel amacı, gluten alımını tamamen keserek bağışıklık sisteminin oluşturduğu iltihabi yanıtı durdurmaktır. Glutensiz diyet uygulandığında bağırsak villusları yeniden yapılanır, besin emilimi düzelir ve hastalığın tüm belirtileri geriler. Doktor gözetiminde vitamin, demir ve kalsiyum takviyeleri de verilebilir.

Glutensiz Diyet Nasıl Uygulanır?

Glutensiz diyet, çölyak hastalığının tek ve en etkili tedavisidir. Diyet boyunca gluten içeren hiçbir tahıl veya ürün tüketilmemelidir.

Diyette yasak olan besinler şunlardır:

  • Buğday, arpa, çavdar ve yulaf (işlenmemiş yulaf hariç)
  • Ekmek, makarna, bulgur, irmik, simit, börek, kek gibi unlu ürünler
  • Gluten içeren hazır soslar, çorbalar ve işlenmiş gıdalar

Serbest olan besinler:

  • Pirinç, mısır, karabuğday, kinoa, amarant
  • Taze sebzeler, meyveler, et, balık, yumurta
  • Sade süt ve süt ürünleri
  • Doğal yağlar ve baklagiller

Diyetin ilk haftalarında belirtiler hızla azalır. Ancak “iz miktarda gluten” bile bağırsakta tekrar iltihaplanmaya yol açabileceğinden, gıda etiketleri dikkatle okunmalıdır.

Diyetle Bağırsaklar Ne Kadar Sürede İyileşir?

Glutensiz diyetin etkisi genellikle birkaç hafta içinde hissedilir; ancak bağırsakların tamamen iyileşmesi 6 ay ile 2 yıl arasında sürebilir.

Bağırsak yüzeyindeki villus yapılarının onarımı kişiden kişiye değişir. Çocuklarda bu süreç daha hızlıdır ve genellikle 3–6 ay içinde normale döner. Yetişkinlerde ise iyileşme daha uzun sürebilir. Diyet kurallarına eksiksiz uyulması, vitamin eksikliklerinin giderilmesi ve düzenli doktor kontrolü bağırsakların tam olarak iyileşmesi için gereklidir.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen çölyak hastalığı, zamanla ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Gluten tüketimi sürdükçe ince bağırsaktaki hasar ilerler, besin emilimi bozulur ve çok sayıda sistemik komplikasyon gelişir.

Uzun süre tedavi edilmeyen çölyak hastalığında görülebilecek başlıca komplikasyonlar şunlardır:

  • Besin emilimi bozuklukları ve kronik vitamin–mineral eksiklikleri
  • Demir eksikliği anemisi, B12 ve folik asit yetersizliği
  • Kemik erimesi (osteoporoz) ve sık kırıklar
  • Kısırlık veya tekrarlayan düşükler
  • Sinir sistemi bozuklukları (denge kaybı, nöropati)
  • Karaciğer enzimlerinde yükselme ve karaciğer hasarı
  • Bağırsak lenfoması gibi nadir ama ciddi kanser riskleri

Bu komplikasyonların çoğu, glutensiz diyete tam uyum sağlanmadığında ortaya çıkar. Erken tanı konulan ve diyetini düzenli sürdüren hastalarda ise yaşam kalitesi tamamen normale dönebilir.

Çölyak Hastalığı ile Karıştırılan Diğer Hastalıklar

Çölyak hastalığı, belirtileri birçok farklı sindirim veya otoimmün hastalıkla benzerlik gösterdiği için sıklıkla karıştırılır. Özellikle gluten intoleransı, buğday alerjisi, irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi hastalıklarla semptomatik örtüşme görülür. Doğru tanı için laboratuvar testleri ve endoskopik inceleme şarttır.

Çölyak hastalığıyla karıştırılabilen bazı durumlar şunlardır:

  • Gluten intoleransı (gluten duyarlılığı): Çölyak benzeri sindirim yakınmaları görülür ancak bağırsak hasarı oluşmaz.
  • Buğday alerjisi: Bağışıklık sistemi alerjik yanıt oluşturur; kaşıntı, cilt döküntüsü ve solunum semptomları ön plandadır.
  • İrritabl bağırsak sendromu (IBS): Gaz, şişkinlik ve karın ağrısı gibi semptomlar benzerlik gösterir ancak otoimmün mekanizma yoktur.
  • Laktaz eksikliği: Laktoz içeren gıdalar sonrası ishal ve şişkinlik görülür, çölyakla kolayca karıştırılabilir.
  • Crohn hastalığı veya ülseratif kolit: Kronik bağırsak iltihapları benzer klinik tabloya neden olabilir.

Bu hastalıkların birçoğu, çölyakla birlikte de görülebilir. Bu nedenle tanı sürecinde çölyak spesifik antikor testleri ve biyopsi sonuçları mutlaka değerlendirilmelidir.

Gluten İntoleransı ve Çölyak Farkı

Gluten intoleransı, çölyak hastalığıyla karıştırılsa da farklı bir klinik tablodur. Bu durumda bağışıklık sistemi gluten proteinine saldırmaz, yalnızca sindirimsel hassasiyet gelişir.

Gluten intoleransı olan kişilerde ishal, şişkinlik ve karın ağrısı görülebilir; ancak ince bağırsak villusları zarar görmez ve otoimmün bir reaksiyon oluşmaz. Çölyakta ise gluten tüketimi doğrudan bağırsak dokusunu tahrip eder. Bu nedenle, intolerans geçici olabilirken çölyak kalıcı bir hastalıktır ve mutlaka glutensiz diyet gerektirir.

Buğday Alerjisi ile Çölyak Arasındaki Farklar

Buğday alerjisi ve çölyak hastalığı birbirine benzese de, bağışıklık sistemi yanıtı açısından tamamen farklıdır.

Buğday alerjisinde vücut, buğday proteinlerine karşı alerjik (IgE aracılı) bir reaksiyon verir. Sonuçta kaşıntı, nefes darlığı, kurdeşen veya mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Çölyakta ise otoimmün mekanizma devrededir; gluten tüketimi bağırsakta uzun süreli iltihap ve doku hasarına yol açar. Ayrıca çölyak hastalığı ömür boyu sürerken, buğday alerjisi bazı bireylerde zamanla kaybolabilir.

Çölyak Hastalığı ve Beslenme Önerileri

Çölyak hastalığında beslenme, hastalığın tedavisinin temelini oluşturur. En önemli kural, yaşam boyu glutensiz diyet uygulamaktır. Glutensiz beslenme, bağırsakların iyileşmesini sağlar ve tüm belirtileri ortadan kaldırır. Ancak bu süreçte doğru besin seçimi ve çapraz bulaşmadan korunmak büyük önem taşır.

Hangi Besinler Yasak, Hangileri Serbesttir?

Çölyak hastalarının kaçınması gereken besinler, gluten içeren tahıllar ve bunlardan üretilen tüm gıdalardır. Serbest olan besinler ise doğal olarak glutensiz olan yiyeceklerdir.

Yasak besinler:

  • Buğday, arpa, çavdar ve bu tahıllardan üretilen tüm unlar
  • Ekmek, makarna, bulgur, kuskus, simit, kek, börek, kurabiye
  • Gluten içeren hazır çorbalar, soslar, salam–sosis gibi işlenmiş gıdalar

Serbest besinler:

  • Pirinç, mısır, karabuğday, kinoa, amarant
  • Taze sebzeler, meyveler, et, tavuk, balık, yumurta
  • Sade süt, yoğurt ve peynir
  • Zeytinyağı, tereyağı ve doğal bitkisel yağlar

Dışarıda yemek yerken “glutensiz” ibaresi taşıyan ürünler tercih edilmeli, mutfakta glutenle temas eden yüzeylerden kaçınılmalıdır.

Glutensiz Ürün Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Glutensiz ürün seçimi, çölyak hastaları için en hassas konulardan biridir. Çünkü bazı ürünler etiketinde “glutensiz” yazsa da üretim sürecinde çapraz bulaşma riski taşıyabilir.

Dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar:

  • Ürünün üzerinde “gluten içermez” veya “glutensiz” ibaresi bulunmalı
  • Etiket okuma alışkanlığı kazanılmalı, katkı maddeleri kontrol edilmeli
  • Üretim tesisinde glutenli ürünlerle aynı bant kullanılmamalı
  • Marketlerde glutensiz ürünlerin ayrı raflarda satılmasına özen gösterilmeli
  • “Doğal olarak glutensiz” ibaresi, ürünün güvenli olduğu anlamına gelmez; üretim şartları önemlidir

Bu önlemler, hem belirtilerin tekrar etmesini hem de bağırsak hasarının yeniden oluşmasını engeller.

Çölyak Hastaları İçin Dışarıda Yemek Önerileri

Çölyak hastalarının dışarıda yemek yerken dikkat etmesi gereken en önemli unsur, yemeklerin hazırlanma sürecinde glutenle temas riskidir.

Güvenli yemek için öneriler:

  • Restoranda glutensiz menü olup olmadığını önceden sorgulamak
  • Kızartma yağının glutenli ürünlerle ortak kullanılmadığından emin olmak
  • Sos, pane, unlu karışım içeren yemeklerden kaçınmak
  • Salata soslarının ve çorbaların içeriğini sormak
  • Tek kullanımlık veya ayrı mutfak gereçleriyle hazırlanan yemekleri tercih etmek

Bu dikkatli yaklaşım, sosyal yaşam kalitesini korurken hastalığın kontrol altında tutulmasını sağlar.

Çocuklarda Çölyak Hastalığı

Çocuklarda çölyak hastalığı, genellikle büyüme geriliği, karın şişliği, iştahsızlık ve kilo alamama gibi belirtilerle kendini gösterir. Hastalık, genetik yatkınlıkla birlikte erken dönemde gluten içeren besinlerin tüketilmesi sonucu ortaya çıkar.

Çölyak hastalığı olan çocuklarda bağırsak yüzeyinde iltihaplanma ve villus hasarı gelişir. Bu durum, besin emilimini bozarak boy uzamasında duraklama, halsizlik, sinirlilik ve kas zayıflığı gibi sorunlara yol açar. Bazı çocuklarda ise demir eksikliği anemisi, dikkat dağınıklığı veya diş minesinde bozulmalar ilk belirtiler olabilir.

Tanı konulduktan sonra çocuk, pediatrik gastroenteroloji uzmanı ve diyetisyen eşliğinde takip edilmelidir. Glutensiz diyetin uygulanmasıyla bağırsak mukozası hızla iyileşir, büyüme yeniden normale döner. Bu süreçte çocuğun beslenme planına kalsiyum, demir ve D vitamini desteği eklenmesi önemlidir.

Ailelerin, çocuğun okul ve sosyal yaşamında da glutensiz beslenmeyi sürdürmesini sağlaması gerekir. Farkında olunmadan gluten içeren atıştırmalıklar, hastalığın yeniden alevlenmesine neden olabilir.

Gebelikte Çölyak Hastalığı

Gebelikte çölyak hastalığı, hem anne sağlığını hem de bebeğin gelişimini doğrudan etkileyebilir. Tanı konmamış veya tedavi edilmemiş çölyak hastalığı olan kadınlarda düşük, erken doğum, kansızlık ve düşük doğum ağırlıklı bebek riski artar.

Gebelik döneminde gluten alımı sürdüğü takdirde ince bağırsak hasarı besin emilimini bozar. Bu durum folik asit, demir, B12 ve D vitamini eksikliklerine yol açarak hem annenin enerjisini düşürür hem de fetüsün gelişimini olumsuz etkiler. Glutensiz diyet uygulayan çölyaklı kadınlarda ise bu riskler belirgin biçimde azalır ve sağlıklı bir gebelik süreci mümkün olur.

Tanı konmamış çölyak hastalığı, tekrarlayan düşükler veya kısırlık şikâyetiyle kendini gösterebilir. Bu nedenle açıklanamayan infertilite vakalarında çölyak testi yapılması önerilir. Gebelik sürecinde tanı alan kadınlar, obstetrisyen ve gastroenterolog eşliğinde takip edilmelidir.

Glutensiz diyetin eksiksiz uygulanması, hem annenin bağırsak sağlığının korunmasını hem de bebeğin sağlıklı büyümesini sağlar. Ayrıca gebelik boyunca multivitamin ve mineral takviyesi doktor kontrolünde alınmalıdır.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Çölyak hastalığı bulaşıcı mı?

Çölyak hastalığı bulaşıcı değildir. Çünkü hastalık, enfeksiyonla değil bağışıklık sisteminin glutene karşı anormal tepkisiyle ortaya çıkar. Genetik yatkınlığı olan bireylerde görülür ve kişiden kişiye temasla geçmez.

Çölyak hastalığı tamamen geçer mi?

Çölyak hastalığı tamamen geçmez, ancak glutensiz diyetle tamamen kontrol altına alınabilir. Gluten tüketimi kesildiğinde bağırsak yüzeyi iyileşir, belirtiler kaybolur ve kişi normal bir yaşam sürebilir. Ancak gluten yeniden alındığında hastalık tekrar aktif hale gelir.

Çölyak testi aç karnına mı yapılır?

Çölyak testi aç veya tok karnına yapılabilir. Önemli olan, test öncesinde glutenli beslenmeye devam edilmesidir. Testten önce glutensiz diyete başlanması yanlış negatif sonuçlara yol açabilir.

Glutensiz diyet ne kadar sürede etkisini gösterir?

Glutensiz diyetin etkisi genellikle birkaç hafta içinde hissedilir. Şişkinlik ve ishal gibi sindirim şikâyetleri hızla azalır. Ancak bağırsak dokusunun tamamen iyileşmesi 6 ay ila 2 yıl arasında sürebilir.

Çölyak hastalığı kilo aldırır mı, zayıflatır mı?

Çölyak hastalığı genellikle kilo kaybına neden olur. Çünkü bağırsak hasarı besin emilimini bozar. Ancak tedavi sürecinde bağırsaklar iyileştikçe vücut dengesi normale döner ve sağlıklı kilo artışı görülebilir.

Çölyak hastalığı kansızlık yapar mı?

Evet, çölyak hastalığı kansızlık yapabilir. İnce bağırsakta demir ve folik asit emilimi bozulduğu için demir eksikliği anemisi sık görülür. Bu durum tedaviyle birlikte, glutensiz diyet ve uygun takviyelerle düzelir.

Çölyak hastaları hangi vitaminleri almalı?

Çölyak hastalarının genellikle demir, kalsiyum, D vitamini, B12 ve folik asit takviyelerine ihtiyacı olur. Doktor kontrolünde yapılan kan testleriyle eksiklikler belirlenmeli ve kişiye özel takviye planı uygulanmalıdır.

Glutensiz ürünler gerçekten güvenli mi?

Glutensiz ürünler güvenlidir, ancak etiket bilgisi dikkatle incelenmelidir. “Glutensiz” ibaresi olan ürünler tercih edilmeli ve üretim sırasında glutenli ürünlerle temas etmemiş olmasına dikkat edilmelidir. Çapraz bulaşma riski taşıyan ürünlerden kaçınılmalıdır.

 

Sağlığınızda en küçük bir şüpheyi bile ertelemeyin. Uzman doktorlarımız ve deneyimli hasta danışmanlarımızla, size en doğru testi en hızlı şekilde sunmak için buradayız. Şimdi hemen online randevu alabilir ya da bize 0850 360 06 05 üzerinden ulaşarak danışmanlarımızla görüşebilirsiniz.

Son Güncelleme:
HEMEN ARA